Trabzon Avukatlık Hizmetleri

Bilgili Avukat;

Bir avukat hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra hukuki bilgileri tazedir. Ancak avukatın, hukuk fakültesinde aldığı bilgiler ile yetinerek kendini geliştirmemesi diğer bir ifade ile değişen mevzuat ve içtihatları takip etmemesi halinde müvekkillerine büyük hak kaybına uğratması olasıdır.

Akademik Çalışmalarla Uzmanlık Alanı Belirleyen Avukat;

Bir avukatın, hukukun bütün dallarına tamamıyla hakim olması mümkün değildir. Bu sebeple avukatın, kendi belirleyeceği bazı hukuk dallarında kendisini geliştirmesi ve akademik çalışmalara katılarak konusunda uzmanlaşmasında yarar vardır. Bu yolun avukat tarafından benimsenmesi durumunda önüne gelen uyuşmazlıklarda avukat, spesifik konularda ve uyuşmazlığa ait belgelerin detaylarında yapacağı araştırma ile müvekkilinin kazanımlarını artırabilecektir.

Dosyasını Takip Eden Avukat;

Bazı avukatlar belki dava yoğunluğundan dolayı dosyaya giren çıkan evrakları ve özellikle karşı tarafın duruşma öncesinde sunduğu dilekçeleri takip etmemektedir. Dosyanın her aşamasında, özellikle duruşma öncesinde avukatın dosyaya giren evrakları incelmesi ve dosyaya giren evrak ve dilekçelere karşı en geç duruşmada beyanda bulunması gereklidir. Aksi halde hakimin, dosyaya giren evrak ve dilekçeler ile yanlış yönlenmesi sonucu, olumlu neticelenebilecek bir dava olumsuz sonuçlanabilir.

Müvekkiline Karşı Şeffaf Olan Avukat;

Yukarıda sayılan kriterler kadar önemli olan birisi de avukatın şeffaf olmasıdır. Müvekkillerin birçoğu, avukatını arayarak dosyada meydana gelen gelişmeleri sormakta ve devamlı avukatını aramaktan rahatsız olmaktadır. Bu sebeple avukatın, müvekkili kendisini aramadan dosyada olan her gelişmeyi müvekkiline haber vermesi ve gelişmelerin sonucunu hakkında müvekkilini bilgilendirmesi önemlidir. Bunun yapılması halinde hem müvekkil mutmain olacak hem de avukat zamanını daha verimli kullanabilecektir.

Müvekkili ile Devamlı İletişimde Olan Avukat;

Unutulmamalıdır ki, müvekkil, yaşadığı ve kendisini devamlı meşgul eden bir sıkıntı sebebiyle avukata başvurur. Bu sıkıntı ile ilgili olan gelişmeleri ve sıkıntının nasıl sonuçlanacağını merak eden müvekkilin, belirli aralıklarla avukatını araması kadar olağan bir durum yoktur. Bu sebeple müvekkil ile avukat arasındaki iletişim, karşılıklı olan güvenin yapı taşıdır. Müvekkilin aramalarına cevap verilmemesi bu ilişkideki güveni zamanla sarsacak, hatta durum avukatın azline kadar gidebilecektir.

Dolayısıyla avukatın, yoğun olması sebebiyle bazı zamanlarda müvekkilinin telefonuna cevap veremese de avukat, ara verdiğinde yada kendisini meşgul eden işi sona erdiğinde ivedilikle müvekkiline dönüş sağlamalı ve müvekkilinin sorularına cevap vermelidir.

Trabzon'da faaliyet gösterecek her avukat adayının, ilke edinmesi gerektiği yukarıda sayılan kriterleri benimsemesi gerekmektedir. Kaldı ki büromuzun da bulunduğu coğrafya itibari ile sabırsız kişiler olduğumuz göz önüne alındığında, iletişim ve şeffaflık konularına daha fazla önem verilmelidir. 

 

Trabzon İş Kazası Avukatı

Trabzon iş kazası avukatı ile takip edilmeyen kazalarda iş kazası geçiren yada meslek hastalığına uğrayan işçinin, iş kazası yada meslek hastalığının tedavi süresince oluşan zararları Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından taraflarına ödenir. Bunun dışında işçiler, maluliyetlerinin olup olmadığını yada başkaca zararlarının oluşup oluşmadığına bakmaksızın iş yerinde çalışmaya devam ederler. Ancak iş kazasının meydana gelmesinden sorumlu olan işverenden yada diğer kişilerden önemli miktarda tazminat talep edebileceklerini düşünmezler.

İş kazasına uğrayan işçiler;

  • Kazanın meydana gelmesine ben neden oldum o sebeple işverenden tazminat hakkım olmaz.
  • İşyerinde sigortasız çalışıyorum. Bu sebeple iş kazası olmadığından işveren sorumlu olmaz.
  • İş kazası üzerinden çok zaman geçti artık uğraşmaya değmez.
  • Kaza nedeniyle çok fazla sıkıntım yok ve zaten iyileştim o sebeple tazminat hakkım olmaz.
  • İş yerinde hala çalışıyorum. Dava açarsam işverene ayıp olur.
  • SGK tarafından zaten bana aylık bağlandı. O sebeple başkaca tazminat hakkım olmaz.
  • İşveren bana gerekli eğitimi verip iş güvenliğine ilişkin evrakları imzalattı. Dolayısıyla işverenin iş kazası nedeniyle kusuru yoktur.

Nedenleriyle geçirdikleri iş kazası nedeniyle haklarını aramazlar. Ancak yukarıda yer verilen düşünceler doğru olduğu sanılan yanlışlardır.

İşçi sigortasız da olsa, işveren iş kazası bildirimini yapmasa bile ve hatta işveren gerekli tüm iş güvenliği eğitimini verse ve gerekli ekipmanları işçiye sağlasa bile işveren olayın meydana gelmesinde kusurlu olabilecek ve işçi, açacağı davalar ile iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata hak kazanabilecektir.

Diğer taraftan işverenler; olayın iş kazası kapsamında olup olmadığını, başkaca kişilerin olayın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığını, işçinin maluliyet oranının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını, dava aşamasında alınan hesap bilirkişi raporunun hatalı olup olmadığını, olayda kendisinin işveren kapsamında olup olmadığını değerlendirmeden yapılan işlemlere itiraz etmezler.

Bu sebeple işverenler de iş kazası nedeniyle yapılan işlemler ve açılan davalar sonucunda önemli hak kayıplarına uğrayabilirler.

Bu sebeple aşağıda kısaca değindiğimiz davaların açılmasında işçi ve işverenlerin hukuki yararı vardır.

 

Trabzon İş Kazası Avukatı Olarak Baktığımız Davalar

  • İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası,
  • İş kazası tespiti davası,
  • İş kazası nedeniyle ceza dosyasının takibi,
  • İş kazası nedeniyle oluşan maluliyet oranına itiraz davası,
  • İş kazası olmadığının tespiti davası,
  • İş kazası nedeniyle kesilen para cezasının iptali davası,
  • SGK tarafından işveren ve/veya üçüncü kişi aleyhine açılan tazminat davası,

Yukarıda sayılan davalar, Trabzon iş kazası avukatı olarak açtığımız ve işveren vekili olarak baktığımız temel davalardır. Bu davalar dışında iş kazası nedeniyle meydana gelen uyuşmazlıklar da uzmanlık alanımız içerisindedir.

 

İş kazası ve Meslek Hastalığı Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası

İş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle işçinin vefat etmesi yada yaralanması nedeniyle işçi yada hak sahipleri, olayda kusurlu olan işverenler ve/veya üçüncü kişiler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açabilir.

Bu davanın açılabilmesi için işveren tarafından iş kazası bildiriminin yapılmış olması yada işveren tarafından bildirim yapılmamış olsa bile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edilmiş olması gereklidir. Aksi halde mahkemece olayın iş kazası kapsamında olduğunun tespiti için işçiye yada hak sahiplerine, iş kazası tespit davası açması için süre verilecektir.

Ayrıca işveren açısından olay iş kazası olarak tespit edilmiş olsa bile işveren, olayın iş kazası olmadığını yada kendisinin işveren sıfatını taşımadığı iddiasıyla iş kazası olmadığının tespiti davası açabilecektir.

Diğer taraftan konu ile ilgili işçi yada hak sahipleri tarafından savcılığa şikayette bulunulmuşsa bu durumda açılacak ceza davasında verilecek karar da maddi ve manevi tazminat davasını bağlayacaktır.

Önemle belirtmek gerekir ki, yukarıda liste halinde saydığımız davaların tamamının her bir iş kazası olayı için açılabileceği göz önüne alındığında kapsamlı olarak her ihtimalin değerlendirilerek iddiaların ve gerekli savunmaların yapılması gerekecektir. Bu sebeple Trabzon’da gerçekleşmiş olan iş kazası nedeniyle açılan davalarda Trabzon İş kazası avukatı ile davaların takip edilmesi hak kayıplarının yaşanmaması için önem arz etmektedir.

 

İş Kazası Tespit Davası

İşçinin işyerinde, kendi isteğiyle yada işverenin takdiriyle beraber sigortasız olarak çalışması mümkündür. Bu durumda işveren tarafından, işçinin iş kazası yada meslek hastalığına uğraması halinde iş kazası bildirimi yapılmayacaktır.

Yukarıda yer alan sebepten dolayı yada işverenin takdir yetkisini kullanarak iş kazası bildiriminin yapılmaması halinde işçi, bildirim yapılmadı gerekçesiyle ve/veya sigortasız çalışıyorum şeklinde düşünerek hiçbir işlem yapmadan hayatına devam edebilir. Ancak işçi, sigortasız da çalışsa ve/veya işveren tarafından iş kazası bildirimi yapılmasa bile Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurarak olayın iş kazası olduğunu ve bu konuda müfettiş görevlendirilmesini isteyebilir.

Görevlendirilen müfettiş, işyerinde gerekli tahkikatı yaprak yeterli delil bulunamadığından olayın iş kazası olmadığını yada tanık beyanlarına dayanarak olayın iş kazası olduğunu raporlayabilir.

Müfettiş tarafından olayın iş kazası olmadığının tespiti halinde işçi yada hak sahipleri, olayın iş kazası olduğu iddiasıyla işveren ve SGK aleyhine iş kazası tespit davası açmalıdır.

Açılan davada mahkemece dinlenecek tanıklar ile olayın iş kazası kapsamında olduğunun davacılar tarafından ispat edilmesi mümkündür.

 

İş Kazası Nedeniyle Ceza Dosyasının Takibi

Meydana gelen iş kazası nedeniyle işçi yada hak sahipleri tarafından olaydan sorumlu kişiler aleyhine yapılacak savcılık şikayeti oldukça önemlidir. Özellikle işçinin sigortasız çalışması halinde ceza dosyasında yapılacak tahkikat ile işçinin işyerinde çalışırken kaza geçirdiği yada meslek hastalığına uğradığının kanıtlanması mümkündür.

Bu sebeple her halde işverene sıkıntı olur düşüncesiyle kişilerin şikayet hakkından vazgeçmesi önemli hak kayıplarına yol açabilecektir.

Nitekim ceza dosyasındaki maddi olgular hukuk hakimin bağlayacağından dolayı tazminat davasındaki sorumluların tespit açısından ceza davasının Trabzon iş kazası avukatı ile takip edilmesi oldukça önemlidir.

 

İş Kazası Nedeniyle Oluşan Maluliyet Oranına İtiraz Davası

Olayın iş kazası olduğunun tespiti halinde SGK tarafından işçi, maluliyet oranının tespiti amacıyla hastaneye sevk edilir. Sevk sonucunda çıkan raporların, SGK’ nın ilgili birimi tarafından değerlendirilmesi neticesinde işçinin maluliyet oranı belirlenecektir.

Tespit edilen maluliyet oranına esas rahatsızlıklar iş kazası sonucunda oluşabileceği gibi farklı etkenler sonucunda da oluşabilir. Bu durumda hem işçi hem de işveren tarafından yapılan tespitlere Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu nezdinde itiraz edilmesi mümkündür.

Yapılan itiraza rağmen maluliyet oranında bir değişim meydana gelmemişse hem işçinin hem de işverenin, maluliyet oranına itiraz davasını açması mümkündür.

Açılan davada mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınacaktır. Bu sebeple ileri sürülen iddiaların belgeler ile desteklenmesi önemlidir.

Ayrıca işçinin geçen zaman içesinde iyileşmesi yada hastalığının ilerlemesi de mümkündür. Bu sebeple maluliyet oranına itiraz davası hem işçi hem de işveren açısından açılması gereken önemli davalar arasında bulunmaktadır.

 

İş Kazası Olmadığının Tespiti Davası

SGK tarafından yapılacak tespit ile iş kazası olmayan bir kazanın iş kazası olarak yada işveren dışındaki etkenlerle işçinin hastalığa yakalanması halinde hastalığın, meslek hastalığı olarak nitelendirilmesi mümkündür.

Diğer taraftan SGK tarafından gerçek ve tüzel kişilerin, işçisi olmayan bir kişinin işvereni olarak tespit edilmesi mümkündür.

Bu durumlarda işveren tarafından, gerekli bilgi ve belgeler ile beraber hem işçi hem de SGK aleyhine ikame edilecek bir dava ile olayın kendileri açısından iş kazası olmadığının tespitinin talep edilebilmesi mümkündür.

 

İş Kazası Nedeniyle Kesilen Para Cezasının İptali Davası

İşveren tarafından, işçinin sigortalı olarak gösterilmemesi yada iş kazası bildiriminin süresinde yapılmaması nedeniyle SGK tarafından işveren aleyhine idari para cezaları kesilecektir.

Kesilen bu cezalar tahakkuk ettirildiklerinde işverene tebliğ edilir ve verilen süre içerisinde cezaların ödenmesi talep edebilir.

Eğer işveren tarafından, bu cezaların haksız olduğu düşünülüyorsa iş kazası nedeniyle kesilen para cezalarına karşı yargı yoluna başvurulması mümkündür.

 

SGK Tarafından İşveren yada Üçüncü Kişiler Aleyhine Açılan Tazminat Davası

İşçinin, iş kazası sebebiyle yaralanması yada vefatı veyahut işçinin, işyerinde meslek hastalığına uğraması nedeniyle SGK tarafından işçi yada hak sahiplerine peşin sermaye geliri bağlanacaktır.

Ayrıca SGK tarafından işçiye, kaza nedeniyle tedavi masrafları yapılacak ve tedavi süresince çalışılamayan süre için geçici iş görmezlik ödeneği ödenecektir.

SGK tarafından tüm bu yapılan ödemeler, işveren yada üçüncü kişinin kişilerden kusurları oranında tahsil edilecektir.

İş kazası nedeniyle işçiye peşin sermaye gelirinin bağlanması diğer bir ismiyle sürekli iş görmezlik gelirinin ödenmesi için işçinin maluliyetinin %10 ve üzerinden olması gereklidir.

Ayrıca SGK tarafından açılan davada ödenen tüm tutarların tamamının kusurlu kişilerden tahsili mümkün değildir. Mahkemece iş kazası bildiriminin yapılıp yapılmadığı ve kusurlu kişilerin, işveren yada üçüncü kişi olup olmadığına göre yapılacak hesaplama değişecektir.

Bu sebeple işveren yada üçüncü kişilerin, ödemesi gereken tazminattan daha fazlasını ödememek adına uzman Trabzon iş kazası avukatı ile davada temsil edilmeleri önemlidir.

 

Trabzon İş Kazası Avukatı Masrafları Karşılar Mı?

Açılacak davada, dava masrafları avukat tarafından yapılacak sözleşme ile karşılanabilecektir.

 

Trabzon İş Kazası Avukatı Ücreti Yüzde Kaç?

Açılacak davanın sonunda tazminata hükmedilecek ise dava sonunda çıkacak tazminat miktarı üzerinden Trabzon iş kazası avukatı ile %10 ila %25 arasında anlaşma yapılması mümkündür.

Ancak dava sonunda herhangi bir tazminat çıkmayacak ise asgari ücret tarifesinden aşağı olmamak üzere Trabzon iş kazası avukatına vekalet ücreti ödemesi yapılması gerekecektir.

 

Trabzon İş Avukatı ile Takip Neden Önemlidir?

İş kazası nedeniyle açılan davalar, uzmanlık gerektiren bir konulardır. Özellikle Trabzon iş kazası avukatı tarafından mevzuatın iyi bilinmesi, çıkacak tazminatlar hakkında öngörü sahibi olunması ve ileri sürülecek iddia ve savunmaların gerekçeli olması önemlidir. Ayrıca iş kazası nedeniyle alınacak bilirkişi raporlarındaki hesaplama yöntemlerinden hangisinin bilirkişi raporunda kullanıldığının ve yapılan hesaplamanın mevzuata uygunluğunun tespiti de, hem işçi hem de işveren açısından hak kaybına uğranmaması adına elzemdir.

Bu sebeple iş kazası davalarının uzman Trabzon iş kazası avukatı ile takip edilmesi bir nevi zorunluluktur.

 

Trabzon İş Kazası Avukatı İletişim

Uzman Trabzon iş kazası avukatı olan Av. Seyyid Hasan ÖZTÜRK ile iletişime geçmek için tıklayınız.

Trabzon Araç Değer Kaybı Avukatı

Trabzon araç değer kaybı avukatı ile takip edilmeyen süreçlerde araç sahipleri, aracının hasarlanması ile beraber aracını ücretsiz olarak sigortadan yaptırmak için yada onarılan aracının sigortadan tazminatını almak için bir takım başvurular yaparlar. Yapılan başvurularda sadece aracının onarılmasını yada onarılan araçlarının onarım masraflarını sigortadan talep ederler. Ancak araç sahipleri aracının önemli miktarda değer kaybına uğradığını göz önüne almazlar.

Araç sahipleri arasındaki genel düşünce;

  • Hasar miktarı çok büyük değil. Bu sebeple araç değer kaybı için uğraşmaya değmez.
  • Aracım zaten orijinal parça ile değişti. O sebeple araç değer kaybı çıkmaz.
  • Aracım çok eski olduğundan zaten araç değer kaybı tazminatı alamam.
  • Aracım ticari yada kiralık araç olduğundan kilometresi fazla. Araç değer kaybı olmamıştır.
  • Aracımın değer kaybı var ama karşı aracın sahibi benimle çok ilgilendi ona karşı dava açmak istemiyorum.
  • Aracımın hasarı çok olduğundan dolayı karşı aracın trafik sigortası tüm limitini bana ödedi o sebeple araç sahibine dava açmakla uğraşamam.
  • Aracımı sattım o sebeple artık değer kaybı zararımı talep edemem.
  • Kaskom zaten aracımı onardı. Karşı aracı sigortacısından araç değer kaybımı almak uzun iş.

Yönündedir. Ancak yukarıda yer alan düşünceler yanlıştır. Hasar küçük de olsa büyük de olsa, araç ticari yada kiralık araç da olsa, aracın parçaları orijinali ile değişse de, aracı satsanız bile araç değer kaybı başvurusu yaparak zararınızı giderebilirsiniz. Üstelik bu süreç birkaç ay içinde sonuçlanabilecektir.

Değer Kaybı Avukatı Neler Yapar?

Trabzon Araç değer kaybı avukatı, aşağıda yazılı süreçleri tek tek işleterek ve araç sahiplerinin A dan Z ye tüm işlemlerini yaparak süreç sonunda araç değer kaybı zararını tahsil eder.

1) Araç sahibinden gerekli evrakları temin eder. İmkanı varsa eksik evrakları teminini kendisi tamamlar

2) Evraklar üzerinde gerekli incelemeleri yaparak gerekirse sigorta şirketlerine gerekli araç değer kaybı başvurusunu yapar.

3) Başvuru sonunda eksik ödeme yapılması yada hiç ödeme yapılmaması halinde zarardan sorumlu kişiler aleyhine arabuluculuk yoluna başvurur.

4) Arabuluculuk sürecinden sonuç alınamaması halinde ilgili kişiler aleyhine araç değer kaybı davasını açar.

5) Araç değer kaybı davası sonunda verilen kararı icra daireleri vasıtasıyla tahsil eder.

 

Değer Kaybında Hangi Evraklar Gereklidir?

ZMMSGŞ de hangi evrakların gerekli olduğu açıkça yazılmıştır. Bu kapsamda

  • Trafik Kazası Tespit Tutanağı resmi tasdikli sureti veya taraflar arasında tutulmuş kaza tespit tutanağı, varsa ifade tutanakları veya görgü tespit tutanakları,
  • Mağdur araca ait ruhsat,
  • Varsa hasarlı araca ve kaza yerine ait fotoğraf ve görüntüler,
  • Mağdur araç sahibine/zarar gören üçüncü şahsa ait banka hesap bilgileri (banka - şube adı, Iban numarası).
  • Maddi hasara ilişkin ekspertiz yapıldıysa eksper raporu

Sayılan evraklar, yapılacak inceleme ve başvuru için önemlidir. Ancak bu evrakların bazılarının hali hazırda zaten sigorta şirketinde mevcut olması nedeniyle temini gerekmeyebilir.

Bunlar dışında;

  • Aracın onarına ilişkin kesilmiş fatura,
  • Aracın onarım masraflarının hangi sigorta şirketi tarafından karşılandığı,
  • Aracın geçmiş hasarlarına ilişkin bilgiler,
  • Kusurlu araç/araçların trafik sigorta ve kasko sigorta poliçeleri,

Olaydaki maddi olgulara göre temini gerekebilecektir.

 

Araç Değer Kaybı Başvurusu Nasıl Yapılır?

Araç değer kaybı başvurusu, sadece sigorta şirketlerine yapılacak başvurular için zorunludur. Bunun dışında kusurlu araç sahibi ve sürücüsüne dava açılmadan önce başvuru yapılması zorunlu değildir.

Ayrıca aracın onarım masraflarına ve kasko sigorta poliçesinde ye alan klozlara göre gerektiğinde hem kusurlu aracın trafik sigortacısına hem de kusurlu aracın kasko sigortacısına başvuru yapılması gerekebilir.

Yapılacak başvuruda yukarıda sayılan ve ZMMSGŞ da yer alan evrakların bir üst yazı ile beraber ilgili sigorta şirketine gönderilmesi gerekmektedir. Yapılan başvurunun ilgili sigorta şirketine tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içerisinde cevap verilmesi zorunludur. Cevap verilmemesi halinde yaşanan kazadaki maddi olgulara göre Sigorta Tahkim Komisyonuna yada Arabuluculuk yoluna başvurulması gerekecektir.

Başvurunun yapılması ile beraber sigorta şirketi temerrüde düşeceğinden dolayı diğer bir ifade ile araç değer kaybı zararına, başvuru ile beraber faiz işlemeye başlayacağından dolayı gerekli yerlere, gerekli belgeler ile beraber eksiksiz olarak başvurulması önemlidir. Bu sebeple Trabzon araç değer kaybı avukatı aracılığıyla gerekli başvuruların yapılması, hak kayıplarını önleyecektir.

 

Araç Değer Kaybında Arabuluculuk Süreci

Yukarıda da değinildiği üzere başvurudan sonuç alınamaması halinde sigorta şirketlerine karşı dava açılması gerekecek ise arabuluculuk yoluna başvuru zorunluluğu vardır.

Bu başvurunun gerekli şekilde ve eksiksiz yapılmaması halinde mahkeme tarafından dava açıldığı gibi reddedilecektir.

Arabuluculuk yolu ile taraflar bir masa etrafında toplanarak müzakere ederler. Yapılan müzakere sonucunda taraflar anlaşmaya varırsa, tutulacak anlaşma tutanağı ile arabuluculuk dosyası kapatılır ve anlaşma tutanağı, mahkeme kararı yerine geçeceğinden dava açmaya gerek kalmaksızın araç değer kaybı zararı tahsil edilebilecektir.

 

Araç Değer Kaybı Davası Nasıl Açılır?

Araç değer kaybı davası, kazanın gerçekleştiği yada zarara uğrayan araç sahibinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilecektir. Eğer kaza Trabzon’da meydana gelmişse yada zarar gören araç sahibi Trabzon’da ikamet ediyorsa bu durumda Trabzon araç değer kaybı avukatı aracılığıyla yazılacak dilekçe ile dava açılması mümkündür.

Açılan davada alınacak kusur ve hesap bilirkişi raporu ile mahkeme kararını verecektir.

Davada alınacak hesap bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplama yöntemleri çok büyük önem arz etmektedir. Poliçenin düzenlendiği zamanda yer alan mevzuat hükümlerine göre hesaplama yapılacağından dolayı hak kaybının yaşanmaması için Trabzon araç değer kaybı ile davanın takip edilmesi önemlidir.

 

Araç Değer Kaybı Davası Ne Kadar Sürer?

Araç değer kaybı davası; gerekli belgelerin temini, bilirkişi raporlarının alınması ve davada hükmedilecek miktara göre istinaf kanun yoluna tabi olup olmamasına göre 7 ay ile 2 sene arasında sürmektedir.

 

Trabzon Değer Kaybı Avukatı Masrafları Karşılar Mı?

Açılacak davada, dava masrafları avukat tarafından yapılacak sözleşme ile karşılanabilecektir.

 

Trabzon Araç Değer Kaybı Avukatı Ücreti Yüzde Kaç?

Aracın değeri ve araç hasar miktarına göre dava sonunda çıkacak tazminat miktarı üzerinden Trabzon araç değer kaybı avukatı ile %10 ila %25 arasında anlaşma yapılması mümkündür.

 

Değer Kaybı Avukatı ile Takip Neden Önemlidir?

Araç değer kaybından sorumluluk uzmanlık gerektiren bir konudur. Hasarlanan aracın parçaları, aracın nasıl, kim tarafından ve hangi miktar ile onarıldığı ve karşı aracın sigorta poliçesinin teminat limitlerine göre davanın kim yada kimlere, hangi miktar ile açıldığının belirlenmesi önemlidir. Ayrıca araç değer kaybı hesaplama yöntemlerinden hangisinin bilirkişi raporunda kullanıldığı da tazminat miktarını için ve zarar gören araç sahibinin hak kaybına uğramaması için elzemdir.

Bu sebeple araç değer kaybı davalarının uzman Trabzon araç değer kaybı avukatı ile takip edilmesi bir nevi zorunluluktur.

 

Trabzon Araç Değer Kaybı Avukatı İletişim

Uzman Trabzon araç değer kaybı avukatı olan Av. Seyyid Hasan ÖZTÜRK ile iletişime geçmek için tıklayınız.

 

 

Trabzon Tazminat Davası Avukatı

Trabzon tazminat davası avukatı olarak, sözleşmeden yada haksız eylem veya fiillerden kaynaklanan tazminatları, öncelikle arabuluculuk yoluyla, anlaşma sağlanamaz ise tazminat davası açarak elde etmekteyiz. Tazminat davalarının temelini oluşturan maddi ve manevi tazminat davaları, Trabzon tazminat davası avukatı olarak baktığımız en temel davalardandır. Ancak maddi ve manevi tazminat alacakları kendi içerisinde birçok dala ayrılır. Bu sebeple Trabzon tazminat avukatı olarak, bu makalemizde baktığımız bir kısım tazminat davalarını sistematik olarak kısaca açıklayacağız.

MADDİ TAZMİNAT NEDİR?

Yukarıda da belirttiğimiz sözleşmeye aykırılık hallerinin oluşması yada haksız bir eylem sonucunda kişinin zarara uğraması hallerinde maddi tazminatın talep edilmesi mümkündür. Maddi tazminatın birçok çeşidi vardır. Bunları Türk Borçlar Kanunu gereğince sınıflandırmak gerekirse, sözleşmeden ve haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat olarak ikiye ayırmak mümkündür.

Sözleşmeden Kaynaklanan Maddi Tazminat Durumları Nelerdir?

Uygulamada en fazla rastlananlar;

  • İş sözleşmesinden kaynaklanan, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, işe başlatmama tazminatı, ayrımcılık tazminatı ve ölüm tazminatı,
  • Kişiler arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan ve edimin geç veya gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle oluşan menfi ve müspet zarar tazminatı,
  • İşverenin sorumluluğu kapsamındaki iş kazası nedeniyle tazminat,
  • Hastane yada doktorun yanlış tedavi uygulaması nedeniyle tazminat,

Sözleşmeden kaynaklanan maddi tazminatlara örnek olarak gösterilebilir.

Haksız Fiilden Kaynaklanan Maddi Tazminat Durumları Nelerdir?

TBK m. 49 uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ayrıca zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür” yönündeki düzenleme ile haksız fillin bir eylem sonucunda ortaya çıktığı düzenlenmiştir. Yapılan eylem nedeniyle eylem sahibinin kusurlu olması gerekir. Bu kusur ise bir kanun maddesine aykırılık yada ahlaka aykırılıktan kaynaklanır.

Bu kapsamda uygulama en fazla rastlanan haksız fiile ilişkin maddi tazminat durumları ise şu şekilde sıralanabilir;

  • Trafik kazaları nedeniyle oluşan maddi yada cismani zarardan kaynaklanan destekten yoksun tazminatı, sürekli iş görmezlik tazminatı, geçici iş görmezlik tazminatı, tedavi gideri tazminatı, bakıcı gideri tazminatı, araç hasarı tazminatı, araç değer kaybı tazminatı, kazanç kaybı tazminatı ve aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan zararın tazminatı,
  • Haksız işgal yada el atma nedeniyle oluşan ecrimisil tazminatı
  • İş kazalarında işveren dışındaki diğer kişilerin kusuru sebebiyle oluşan cismani zarar nedeniyle tazminat,
  • Boşanma sebebiyle kusurlu eş aleyhine hükmedilecek maddi tazminat,
  • Yaralama yada öldürme eylemi sebebiyle oluşan maddi tazminat,

Haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminatlara örnek olarak gösterilebilir.

Kanundan Kaynaklanan Maddi Tazminat Halleri Nelerdir?

Bazı maddi tazminatlar ne sözleşmeden ne de haksız fiilden kaynaklanır. Kanun maddesinde yer alan düzenleme ile sorumluluk öngörülebilir. Buna örnek olarak;

  • Kişinin ceza mahkemesinde beraat etmesi halinde gözaltında yada tutuklulukta kaldığı sürede uğradığı maddi kayıpları devlet tarafından tazmin edilir.

Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Ölüm nedeniyle oluşan maddi tazminat mahkemelerce kabul edilmiş olan yaşam tabloları esas alınarak;

  • Vefat eden kişinin yaşı ve bakiye ömrü,
  • Geride kalan hak sahiplerinin yaşı ve bakiye ömrü,
  • Vefat eden kişinin geliri,
  • Zarara sebep olan kişilerin kusuru,

Dikkate alınarak hesaplama yapılır.

Yaralama nedeniyle maddi tazminat ise yaralamanın kişi üzerinde kalıcı olup olmadığı, diğer bir ifade ile maluliyetin bulunup bulunmadığına göre değişecektir. Maluliyetin bulunması halinde yukarıda belirtilen koşullar esas alınarak kişinin ömür boyu çekeceği bu maluliyet sebebiyle zararı hesaplanır.

Ancak eğer yaralama kalıcı değilse tedavi süresince hesaplanacak maddi tazminat ile kişinin zararı giderilecektir.

Sözleşme nedeniyle oluşan maddi zararda ise kanun hükümleri ve güncel içtihatlar esas alınarak kişinin zararı hesaplanacaktır.

Son olarak kişinin ceza mahkemesi kararı ile beraat etmesi nedeniyle oluşan zarar ise kişinin tutuklu yada gözaltında kaldığı süre ve gelir durumu dikkate alınarak hesaplanacaktır.

 

MANEVİ TAZMİNAT NEDİR?

TBK m. 56 da yer alan Manevi tazminat düzenlemesine göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”

Ayrıca TBK m. 58 e göre “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Yönündeki düzenlemelerdeki durumlara göre kişiler manevi tazminat talep edebilecektir.

Madde metninde yer alan bedensel bütünlük sadece yaralama ve ölüm hali olarak algılanmamalıdır. Bu kapsamda kişinin psikolojik olarak sarsılması da bedensel bütünlüğün ihlali niteliğindedir.

Manevi Tazminat Gerektiren Durumlar Nelerdir?

Yukarıda yer alan maddi tazminat gerektiren hallerden yaralama ve ölüme yönelik durumlarda manevi tazminata da hükmedilecektir. Ayrıca yukarıdakilerle sınırlı olmamak üzere kişinin sadece ruh halini zedeler eylemlerde de manevi tazminata hükmedilecektir. Buna örnek olarak;

  • Hakaret ve/veya iftira yada sürekli kişinin rahatsız edilmesi nedeniyle oluşan manevi zarar

Örnek olarak gösterilebilir.

Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

İlgili mevzuat hükümleri ve Yargıtay kararlarına göre manevi tazminatın miktarı konusundaki takdir yetkisi mahkemelerdedir. Ancak belirtilen takdir yetkisi sınırsız değildir. Buna göre hakim aşağıda yer alan kriterleri değerlendirerek uygun bir manevi tazminata hükmedebilecektir.

  • Tarafları sosyal ve ekonomik durumları,
  • Maddi tazminatın miktarı,
  • Yapılan eylemin ağırlığı

 

Trabzon Tazminat Davası Avukatı Ücreti

Trabzon tazminat davası avukatı ücreti, her bir davanın niteliğine göre değişkenlik gösterecektir. Davanın sözleşmeden mi? Yoksa haksız fiilden mi? kaynaklandığı Trabzon tazminat davası avukatı tarafından değerlendirilip, davanın başında yada sonunda kararlaştırılacak bir miktar ile taraflar avukatlık ücreti konusunda anlaşma yapabilecektir.

 

Trabzon Tazminat Davası Avukatı Ücretini Kim Öder?

Trabzon tazminat davası avukatı ücretini hem kendi müvekkilinden hem de karşı taraftan alabilecektir. Ancak bu durum davanın kazanılma yada kaybedilme durumuna göre değişecektir. Şöyle ki;

Avukatlık kanununa göre Trabzon tazminat davası avukatı, davayı alırken asgari ücret tarifesinin altında kalmamak kaydıyla müvekkilinden ücret almalıdır. Burada geçen müvekkil vekalet ücretini her avukat almak zorundadır. Ayrıca avukatlık kanununa göre davanın kazanılması halinde Trabzon tazminat davası avukatı lehine mahkemece vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu ücret de Trabzon tazminat davası avukatı tarafından karşı taraftan tahsil edilecektir.

Yani özetle; Trabzon tazminat davası avukatı tarafından; davanın kazanılması halinde hem müvekkilden hem de karşı taraftan, davanın kaybedilmesi halinde ise sadece müvekkilden ücret alınabilecektir.

 

Trabzon Tazminat Davası Avukatı Yüzde Kaç Alır?

Daha önce de belirttiğimiz üzere Trabzon tazminat davası avukatı, müvekkili ile davanın başında yada sonunda çıkacak tazminat üzerinden ücret konusunda anlaşabilir.

Eğer Trabzon tazminat avukatı ile yapılan anlaşma gereğince davanın sonunda çıkan tazminattan pay alınacağı kararlaştırılmış ise Avukatlık kanununda yüzde kaç alınacağı düzenlenmiştir. Buna göre Trabzon tazminat avukatı, %10 ila %25 arasında ücret talep etme hakkı vardır. %25 üzerinde yapılan ücret anlaşmaları avukatlık kanununa göre geçersiz olacaktır.

 

Trabzon Tazminat Davası Avukatı İletişim

Trabzon tazminat davası avukatı olarak tarafımıza; TEL: (0462) 261 29 61 veya Eposta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. üzerinden ulaşabilirsiniz.

 

Trabzon Miras Avukatı

Trabzon miras avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Trabzon’da avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de miras avukatlığıdır.

Deneyimli avukatları ile miras davalarında müvekkillerine birçok kazanımlar elde ettirmiştir. Miras davalarının esasını etkileyen vasiyetname, sözleşmeler menkul ve taşınmaz kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Trabzon miras avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, miras avukatları olarak baktığımız; ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasını, mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davasını, mirasta saklı pay (tenkis) davasını, mirasın reddi davasını, mirasın hükmen reddi davasını, mirasta mal paylaşımı davasını ve miras terekesinin tespiti davasını kısaca açıklayacağız.

Ayrıca miras avukatı olarak; miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması, vasiyetname düzenlenmesi, mirasçılık belgesinin alınması, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması, mirastan feragat sözleşmesinin hazırlanması hususlarına değineceğiz.

Miras Avukatı Olarak Baktığımız Davalar;

  • Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası,
  • Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davası,
  • Mirasta saklı pay (tenkis) davası,
  • Mirasın reddi davası,
  • Mirasın hükmen reddi davası,
  • Mirasta mal paylaşımı davası,
  • Miras terekesinin tespiti davası,
  • Mirasta denkleştirme (mirasta iade) davası
  • Mirasın reddi kararının iptali davası,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti davası,
  • Vasiyetnamenin iptali davası,
  • Miras taksim sözleşmesinin iptali davası
  • Miras ortaklığına (terekeye) temsilci atanması davası,
  • Miras sebebi ile istihkak davası,
  • Elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası,

Miras avukatları olarak en çok karşılaşılan, takip ettiğimiz ve uzman olduğumuz davalar arasındadır.

Miras Avukatı Olarak Danışmanlık Verdiğimiz Hizmetler

  • Miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması
  • Vasiyetname düzenlenmesi,
  • Mirasçılık belgesinin alınması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması,

Miras avukatı olarak müvekkillerimize usulüne uygun olarak belgelerin düzenlenmesi için danışmanlık ve takip hizmeti sunmaktayız.

Yasal ve Atanmış Mirasçı Kimdir?

Mirasçı kimdir? sorusu, miras hukukunun temelini oluşturan ve uyuşmazlıkların çözümünde temel olarak tespiti zorunlu olan kavramlardandır. Miras avukatı olarak mirasçıların kimler olduğunu tespit ederek davaların bu kişilere yönlendirilmesi gerekmektedir.

a ) Yasal Mirasçı

Miras bırakanın kan hısımları, eşi, evlatlığı ve evlatlığının altsoyu yasal mirasçılar arasındadır. Buna göre kan hısımları, hukukumuzda birinci, ikici ve üçüncü dereceden mirasçılar olarak üçe ayrılmaktadır. Her bir derecede mirasçı kalmaz ise miras bir sonraki derecedeki mirasçılara geçecektir. Miras bırakanın altsoyu birinci derece, anne-baba ve altsoyu ikinci derece ve büyük anne – büyük baba ve altsoyu ise üçüncü derece mirasçılardandır.

b ) Atanmış (İradi) Mirasçı  

Miras bırakanın yukarıda sayılanlar dışında üçüncü bir kişiyi de kendisine mirasçı olarak ataması mümkündür. Bu durumda miras bırakan, tek taraflı düzenleyeceği vasiyetname ile yada miras sözleşmesi ile üçüncü bir gerçek yada tüzel kişiyi kendisine mirasçı olarak atayabilir.

Mirasçı kimdir sorusunun cevabını verdikten sonra miras davalarından en sık görünenlere kısaca aşağıda değineceğiz.

Ortaklığın Giderilmesi Davaları

Miras bırakanın terekesinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallar, miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılara geçer. Mirasçılar ise mevzuat gereğince bu mallar üzerinde elbirliğiyle mülkiyet sahibi olurlar.

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınır yada taşınmazın, mirasçılardan bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın aşınır yada taşınmaz malın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan mirasçılara karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava mirasçıların hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı mirasçıların bu davalarda uzman Trabzon miras avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davaları

Muris muvazaası diğer bir ifade ile miras bırakanın mirastan mal kaçırması, miras bırakan konumunda olacak kimsenin, bir yada birden fazla mirasçısını, miras olarak kalacak mallardan yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya diğer bir sözleşme ile üçüncü bir kişiye devretmiş olarak göstermesidir.

Diğer bir ifade ile miras bırakanın, ölümünden önce sahip olduğu malları, mirasçılarından kaçırmak amacıyla diğer bir mirasçı yada üçüncü bir kişiye karşılıksız olarak devretmesidir. Bu halde saklı paya sahip olan mirasçılar, açacakları tenkis (saklı pay) davası ile miras bırakandan kalan malları talep edemeyecektir.

Açılan davalarda Yargıtay, mahkemece temel olarak ekonomik anlamda bazı hususların incelenerek yapılan işlemin gerçek olup olmadığını yani muvazaalı olup olmadığının incelenmesini ister. Bunlar;

  • Temlik tarihinde miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup olmadığı,
  • Miras bırakanın malı satma ihtiyacının olup olmadığı,
  • Mal devrinde gösterilen rakam ile satış tarihindeki malın değeri arasında fahiş bir fark olup olmadığı,
  • Malı devralanın böyle bir ekonomik gücünün olup olmadığıdır.

Sadece bunlarla sınırı olmaksızın malın kime devredildiği ve taraflar arasındaki ilişki de muvazaanın olup olmadığını belirlemek için büyük öneme sahiptir.

Mirasta Saklı Pay (Tenkis) Davaları

Yukarıda yer alan muris muvazaası davası ile saklı pay davası iç içe geçmiş davalardandır. Mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla açtığı davalarda öncelikle muris muvazaası nedeniyle kötü niyetli devredilmiş malların terekeye iadesini, bunun mümkün olmaması halinde saklı payın ihlal edilmiş olması nedeniyle payın devrini talep ederler. Ancak burada saklı pay davasının açılabilmesi için mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olması gerekmektedir.

TMK 565. Maddesinde düzenlenmiş olan Tenkis (saklı pay) hususu;

Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:

-  Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,

- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,

- Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,

- Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.

Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.

Yukarıda yer alan durumların söz konusu olması halinde saklı payı ihlal edilmiş olan mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla tenkis davası açabilecektir.

Mirasın Reddi Davaları

Miras bırakanın ölümü ile mümkün olan mirasın reddi, diğer bir ifadeyle reddi miras; miras bırakanın ölümü ile mirasçı olan yasal ve atanmış mirasçıların, miras bırakanın tüm mallarını ve borçlarını kül halinde reddetmesidir.

Reddi miras hakkında sadece yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Miras bırakanın ölümü anında miras bırakanın malvarlığı kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden dolayı mirasçılar, başkaca bir işlem yapmasına gerek kalmaksızın mirasa hak kazanacaktır. Ancak mirasın istenmemesi halinde reddi miras hakkı kullanılabilir.

MK m.609’a göre Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

TMK 612 uyarınca mirasın reddi hakkı sadece en yakın mirasçılar için geçerlidir. Çocukların mirası reddetmesi halinde torunun mirası reddetme hakkı yoktur.

Trabzon miras avukat ile mirasın reddinin, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde yapılması gerekir.

Mirasın Hükmen Reddi Davaları

Mirasın hükmen reddi davası, mirasın reddinden farklı olmak üzere herhangi bir süreye tabi olmaksızın yapılabilir. Ancak burada mirasçılar, mirasa konu mallar üzerinden tasarruf ederlerse bu durumda artık mirasın hükmen reddini talep edemezler.

Uygulamada genellikle miras bırakanın borcu sebebiyle mirasçıya icra takibi yada dava açılması durumunda bu yola başvurulur. Bu halde mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, alacaklılar davalı gösterilmek suretiyle mirasın hükmen reddi davası açabilirler.

Mahkemece, miras bırakanın aktif ve pasifleri tespit edilip alınacak bilirkişi raporu ile mirasın borca batık olup olmadığı tespit edilecektir. Bu yönüyle ileri sürülecek delil ve iddialar önemli olduğundan dolayı bu davanın Trabzon miras avukatı aracılığıyla açılması elzemdir.

Mirasta Mal Paylaşımı Davaları

Mirasbırakanın terekeye dahil mallarının mirasçılar tarafından nasıl paylaşılacağı hususu çoğu zaman sıkıntılı bir durumdur. Bu sebeple TMK 642 maddesi uyarınca mevzuatımızda birden fazla paylaşım yolu öngörülüştür. Buna göre;

Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.

Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.

Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.

Uygulamada mirasın paylaşılması davası ile izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası birbiri ile karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark ise izale-i şüyu,  hem paylı mülkiyet hem de elbirliğiyle mülkiyet için istenebilecek iken mirasın paylaşılması davasında elbirliğiyle mülkiyetin sona erdirilmesi talep edilmektedir. Diğer taraftan mirasın paylaşılması davasında terekenin tamamı tespit edilebilecek ve tamamı yönünden paylaşmaya hükmedilebilecektir.

Tek bir mirasçı tarafından Trabzon miras avukatı ile açılabilecek olan mirasın paylaşılması davasında mirasçı, terekenin tümünün paylaştırılmasını talep edebileceği gibi belirli malların da paylaştırılmasını talep edebilir. Miras bırakanın bankada bulunan parasının tek başına paylaşımı bu dava ile talep edilmesi mümkündür.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi

Miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılar mallar üzerinde el birliği ile mülkiyete sahip olurlar. Bu yönüyle her bir mirasçının payı tam olarak belli olmadığından dolayı mirasçılar kendi payları üzerinde serbestçe tasarruf edemezler. Bu sebeple mirasçılardan bir yada birkaçı, tasarruf edebilecekleri paylarını elde etmek için elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesini talep edebilirler.

Uygulamada genellikle Trabzon miras avukatı ile bankadaki paraların en hızlı şekilde paylaşılması amacıyla bu dava açılır.  Yukarıda da belirtildiği üzere bankadaki paranın çekilebilmesi için bütün mirasçıların rızası gerekmektedir. Bunun mümkün olmaması halinde bankadaki para üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, dava yolu ile bankadaki paranın bölüştürülmesi halinde bankaya gittiğinizde payınıza düşen parayı alabileceksiniz.

Vasiyetnamenin Düzenlenmesi

Vasiyetname, miras bırakacak olanın hayatta iken, ölümü halinde mirasının kime hangi oranda kalacağını düzenleyen ölüme bağlı tasarruf türüdür. Buna göre mirasbırakan tarafından vasiyetnamenin düzenlenmesi halinde miras bırakanının ölümü artık vasiyetname geçerlilik kazanacaktır. Vasiyetnamenin üç türlü düzenlenebilmesi mümkündür. Bunlar;

  • Resmi Vasiyetname
  • El Yazılı Vasiyetname
  • Sözlü Vasiyetname

a ) Resmî Vasiyetname:

Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.

Okuma Bilmeyen Kişi Vasiyetname Yapabilir Mi?

Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.

Vasiyetnamede Kimler Tanık Olamaz?

Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.

Vasiyetnamede Tanıklara ve Tanıkların Akrabalarına Mal Bırakılabilir Mi?

Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.

Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

b ) El Yazılı Vasiyetname;

El yazılı vasiyetnamede, vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilmesi zorunludur. Ayrıca bilgisayarda yazılı vasiyetname geçersizdir. Bu sebeple mirasbırakanın, başından sonuna kadar el yazısıyla vasiyetnameyi yazması ve imzalaması gerekmektedir.

El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere notere veya sulh hâkimine bırakılabilir.

c ) Sözlü Vasiyetname;

Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.

Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.

Önemle belirtmek gerekir ki, mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali mümkündür. Bu durumda mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla açacakları vasiyetnamenin iptali davasında mevzuatta yer alan belirli koşulların oluştuğunu ileri sürerek davayı kazanabilirler.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Sözleşmenin kendi adında da anlaşılacağı üzere kişinin, üçüncü bir kişi ile kendisini bakması ve kişisel ihtiyaçlarını gidermesi için karşılıklı olarak imzalanan sözleşmedir.

TBK’nın 611.maddesinde şöyle verilmiştir: “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

Yani bir taraf, karşı tarafı gereğince bakıp gözetmeyi üstlenmiş iken diğer taraf malvarlığının belirli bir kısmını diğer tarafa geçirmeyi edim olarak yüklenmiştir. Bu durumda malvarlığının devri, sağlararası işlemle yapılabileceği gibi, ölüme bağlı tasarrufla da yapılabilir. Eğer edim sağlararası bir işlem ile yerine getirilmiş ise artık sözleşme miras hukuku açısından nitelikli ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Bu durumda sözleşmeye miras sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır.

Bu sözleşme sözlü olarak yapılsa bile, tanıkla ispat edilmesi koşulu ile muris muvazaası davası reddedilecektir.

Trabzon Miras Avukatı Ne İş Yapar?

Trabzon miras avukatı, kişi henüz sağ iken gerekli düzenlemelerin yapılarak ileride çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçmek için danışmanlık ve eğer kişi ölmüşse yapılan mal paylaşımındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde mirasçılara ve üçüncü kişilere yardımcı olacaktır.

Yukarıda kısaca değinilen hususlar dışında mirasbırakan yada mirasçılar arasında bir çok uyuşmazlık çıkabilecektir. Bu Trabzon miras avukatı ile uyuşmazlığın temeli saptanmalı ve en uygun ve ucuz çözüm yolu seçilerek dava açılmalıdır.

Tecrübeli miras avukatı ile davanın en hızlı şekilde yürütülmesi ve uzun süren süreçlerden sakınılması mümkündür. Deneyimli miras avukatı, açılan davalar ve çözülen uyuşmazlıklar ile tecrübe kazanır. Dolayısıyla hak kayıplarının yaşanmaması adına Trabzon miras avukatı ile dava açılması ve gerekli desteğin alınması bu yönüyle önemlidir.

Trabzon Miras Avukatı ile Dava Masrafları

Trabzon miras avukatı ile dava açılması halinde miras avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların miras avukatına ödenmesi halinde miras avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen miras davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Trabzon mirası avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Trabzon Miras Avukatı Ücreti

Miras avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı miras avukatı ücreti her davanın kapsamında göre değişecektir.

Trabzon Miras Avukatı Arama

Trabzon miras avukatı, Trabzon barosuna kayıtlı avukatlardan miras hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Trabzon Miras Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Trabzon miras avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Image

Ceza Hukuku, İcra Hukuku, Ticaret Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, Basın Hukuku, İdare Hukuku, Aile Hukuku, Gayrimenkul ve İnşaat Hukuku, Miras Hukuku ve Tüketici Hukuku başta olmak üzere, çözüm ortaklarımızla birlikte ulusal ve uluslararası tüm mecralarda vekillik sıfatını başarıyla yerine getiren saygın ve kurumsal bir hukuk bürosudur.

Image